2 Eylül 2011 Cuma

faiz indirimi ve ecb

faizler indirildiği sürece resesyon kaygısı ön planda demektir. tüketim canlandırılmaya çalışılıyordur, enflasyon riski ya yoktur ya da göz ardı ediliyordur. zaten durgunluğun söz konu olduğu bir piyasada enflasyondan değil, deflasyondan (talep yaratmak için fiyatların gerilemesi) bahsedebiliriz.
peki stagflasyon (durgunluk ile enflasyonun aynı anda yaşandığı durum ) riski sıfır mı? değil. zaten en kötüsü de bu olurdu herhalde...
düşünsenize tüm merkez bankalarının önceliği fiyat istikrarını sağlamakken, ekonomik canlanmayı gerçekleştirmek için faiz oranlarını silah olarak kullanıyorsunuz ama ekonomiyi canlandıramadığınız gibi fiyat istikrarını da yitiriyorsunuz. oh, oh... suyundan da koy.

neyse, biliyorsunuz avrupa merkez bankası (ecb) sürekli yeni bir faiz artırımı sinyali veriyordu. bakalım şimdi ne yapacak. sakın artırım beklerken indirime gitmesin? elbette nu elindeki politikaların durumuyla ilgili.
ama şunu da biliyoruz ki likidite gelişmiş ülkelerde bir faiz artırımı yaptığında derhal gelişmekte olan ülkeleri terk eder, oraya hücum eder, borsalar düşer, mevduatlar artardı. şimdi gelişmiş ülke bankalarına olan güvne yerle bir. imf'nin hazırladığı rapora göre elinde irlanda, belçika, portekiz, yunanistan gibi yağmur duasına çıkar gibi kredi duasına çıkan ülke tahvillerini elinde bulunduran euro bölgesi'nin riski 200 milyar euro. buyrun, buradan yakın.
bir de fiaz indirimi gerçekleşirse, bu riski hiç almazlar.
bu da gelişmekte olan ve de güven veren ülkelere yarar. sıcak para akışı hızlanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder