13 Ağustos 2011 Cumartesi

METRO (VI)

şimdi bilançosuna bakalım. yalnız 2011 1. çeyrek bilançosu var elimizde. o yüzden cılız bir şekilde karşılaştıracağım. 2. çeyrek bilançoları bugün yarın kamu oyuna duyurulur, oradan daha net bilgi edinmeye çalışırız. ilk çeyrekte kar açıklayan metro'nun 6 aylık bilançoda yaşanan küresel paniği de bahane ederek zarar açıklamasını bekliyorum, kar açıklarsa daha iyi olur elbette.
ayrıca bazı hisse senetleri vardır, patronun oyuncağı olmuştur. temelden daha çok tekniğe önem verirsiniz, bu da benim için öyle bir kağıttır.

bir işletmenin tüm varlıklarını aktif, kaynaklarını ise pasif olarak değerlendiriyorduk. amiyane tabirle varlıklar gücünü ve alacaklarını simgelerken, kaynakları ise borçlarını ve zayıflıklarını gösteren alan. en likit kalem en üstte olacak şekilde aşağı doğru devam eder. özsermaye kısmı önemlidir, ortakların işletmedeki toplam paylarını ifade eder çünkü. özellikle dönen varlıklar bizi çok ilgilendiriyor, bir yıl içinde paraya çevrilmesi veya tüketilmesi öngörülen varlıklar burada yer aldığı için. metro'nun 2010/eylül'den itibaren dönen varlıklarının azaldığını görebiliriz. bu iyi bir şey değil. buna rağmen dönen varlıklar içindeki en kıymetli kalem olan nakit ise sürekli artmakta. alacaklarını azaltmış olması olumlu, borçlarını tahsil edebildiği anlamına gelir. yine de 32 milyon hiç de fena bir para değil, tahsil edemezse sıkıntı yaşar. stoklarının çok fazla olmaması ve değişmemesi bulunduğu sektörden dolayı, sonuçta olumlu. duran varlıkların çok olması anlaşılabilir bir şey sonuçta bir otobüs firmasını bir yıl içinde nakite çevirmek gibi bir amaç gütmezsiniz. yine de dönen varlıklara göre muazzam seviyede. nakite çevrilebilecek özellikte olmaları müspet ancak amortizman yoluyla sürekli değerlemesi gerekiyor, ayrıca aldığınız fiyattan daha azına satmaya razı olacağınız ekipmanlara sahip bir iş kolunu barındırıyor. 2010 hazirandan sonra çok büyük bir yatırım hamlesi yapılmış olacak ki, duran varlıklar bir anda yükselmiş. maddi duran varlıklar fiziki yapıya sahip ekipman, arsa, tesis gibi her türlü demirbaşı ifade eder. maddi olmayan duran varlıklar ise telif hakları, patent, marka gibi değerleri içerir. 24 milyonluk bir bedel birazcık huysuzlandırıyor insanı, özellikle 2010/09 ayındaki rakam ise dudak uçuklatıcı. şerefiye ise devir alınan mallar için bir nevi isim hakkının maddi karşılığıdır, 127 milyon olarak ifade edilmesi de bilançoyu biraz cilalamıştır. en yakın zamanda amortizmana tabi tutulması ve aktifleştirilmesi isteneceğinden yeni devir alınmalar olmazsa düşmesi beklenir.


gelelim kaynaklara. burada da bir çok detay belirleyici rol oynamakta. örneğin kısa vadeli yükümlülüklerin çok fazla olması düşündürücü. 168 milyon paranın bir yıl içinde ödenecek olması insanın uykularını kaçırır cinsten. buna karşılık uzun vadeli borçların 29 milyon olması ise iyice bulandırıyor kafaları. demek ki şirket ya uzun vadeli kredi kullanacak kadar güvenilirliği yok yahut da kendi nakit akışına güvendiğinden bu yolu tercih ediyor ve ödeyebileceğine inanıyor. ancak özkaynakların hem kısa hem de uzun vadeli borçlarını ödeyebileceğini görüyoruz, elbette değerlemelerde şişirilme yoksa. ertelenmiş vergi yükümlülüğü borcun muhasebedeki kayıtlı değeri ile
vergi değeri arasındaki geçici farklardan oluşur ve gelecek dönemlerde ödenecek vergi tutarını belirler. 14 milyon hiç de azımsanacak bir rakam değidir ve şirketin kasasından bir şekilde çıkacaktır. bunu dengelemek için sonraki dönemde zararlar gösterilebilir. ertelenmiş vergi alacağı olsaydı çok daha iyi olacaktı, ödenecek vergilerden düşüm anlamına gelecekti bu.


kardan ayrılan kısıtlanmış yedekler ileride sermaye değerlemesi için ipuçları verir. genelde sermayesi küçük sağlam şirketler için bedelsiz potansiyeline işarettir. bilançoyu özetlersek dönen varlıkların azalması buna rağmen duran varlıkların ciddi oranda artması oldukça kuvvetli yatırımlar yapıldığı anlamına gelir ancak bunların finansmanı sağlanamaz ve nakit akışı bozulursa şirket için felaket senaryoları yazılmaya başlansa iyi olur. şimdi gelelim gelir tablosuna. burada şirketin nakit akışını en başından sonuna görebilir, karlılık ve zararını ayrıntılı olarak inceleyebiliriz. kısaca bakalım. 149 milyon satış yaptım, 148 milyon satışımın maliyeti var demek aşevi işletmeciliğine benzer, fakir fukaranın karnını doyuruyorsa ne ala. yani her 149 liralık satışın 148 lirası maliyet olur mu diye düşünmüyor değil insan. sektörü bilmesek, üzüleceğiz hani. resmen faiz ve komisyondan elde ettiği gelir faaliyet gelirinden üç kat daha fazla. bu mantıkla bu kadar yatırımı bankaya koysa teorikte üç kat daha fazla kar edecek hani, üstelik maliyeti de olmayacak.

diğer ıvır zıvıra hiç bakmayacağım bile. sonuç olarak koskoca metro holding 598 bin lira kar için didinmiş durmuş ilk üç ayda.


normal koşullar altında dönen varlıkları toplam varlıklara bölerek kapasite sorunu olup olmadığını, borcunu, özsermayeye oranlayarak ödeyememe riskini tespit etmem gerekirdi. ayrıca cari oran ve stok devir hızına da bakabilirdim fakat yenisi gelecek bir bilanço varken ve de böyle bir bilançoyu ince eleyip sık dokumak nafile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder