11 Ağustos 2011 Perşembe

resesyon(durgunluk) ve not düşürümleri I


şu aralar resesyonun yani global bir durgunluğun niçin borsalarda panik havası yarattığını, not düşümlerinin neden bu kadar sarsıcı bir etki bıraktığını açıklamaya çalışayım.

2008 küresel kriz bildiğiniz gibi mali bir kriz. lehman brothers'ın batmasıyla birlikte emlak piyasasında oluşan balon hızla sönmüş ve başta abd olmak üzere bir çok hükümet paniğin daha fazla derinleşmesini önlemek amacıyla iflasa yüz tutmuş finans kurumlarını tüm borçlarıyla ve ellerinde tuttukları beş para etmez türev ürünlerle birlikte kamulaştırmıştı. dolayısıyla bu durum devlet bilançolarını da sarstı, dahası devletin borçluluk oranını artırdı.

şimdi düşünün ki siz bir market işletiyorsunuz. mahallenizdeki küçük bir bakkalın zor durumda kaldığını öğrendiniz, sahibi de kardeşiniz. mecburen bakkalı satın alıyorsunuz. daha sonra dönüp baktığınızda dükkanın içindeki malların çoğunun son kullanma tarihi geçmiş ve bozuk olduğunu öğreniyor, dahası veresiye defterindeki bir çok alacağın tahsil edilemeyeceğine tanık olduğunuz yetmiyormuş gibi toptancılara olan borcu da üstlenmek zorunda kalıyorsunuz.
sizin marketinizin de batmaması için tek bir yolunuz var! daha çok satış yapmalı, daha çok kar etmelisiniz ki hem kendi eski düzeninizi standartlarınızı bozmadan düşürebilesiniz, hem de almış olduğunuz bakkalı eski standarta çekebilesiniz. bunun için de daha çok müşteri, daha iyi bir pazar lazım elbette!
ama bundan bir yıl sonra her şey iyi gidip, en azından kendi standartınızı korumaya devam ederken birden aslında o kadar da büyümediğinizi, çok da fazla karlılğınızın olmadığını görüyorsunuz. dahası üzerinizdeki yük artmış, bakmanız gereken aile ferdi sayısı kardeşiniz ve ailesiyle birlikte çoğalmıştır. pazarın çok da iyi olmadığını, müşterinin eskisi kadar bulunmadığını, ciroların yeterli miktara ulaşmadığını anlıyor ve gelecek bir iki yıl da bu faktörlerin düzelmeyeceğini tahmin ediyorsunuz. ve kötüsü, sizler yetersiz ciro nedeniyle çeşidiniz artıramayıp kaliteden ödün verirken insanlar da sattığınız tüketim malzemelerine rağbet göstermeyip pazarın kötülüğünden dolayı çeyrek altın alıyor, harcamalarını kısıyor, daha güvenli limanlara yöneliyor.
işte tehlikenin kokusunu anlamaya başlamışsınızdır demektir.

abd ve diğer gelişmiş ülkelerdeki sorun da tam olarak budur! devralmış olduğu borçların ekonomi içerisinde eriyip, yeni bir krize yol açmadan sindirilebilmesi için sürekli büyümeleri, borçlarının gayri safi milli hasılaya oranını düşürmeleri gerekir. ne yazık ki büyüme sağlanamadığı gibi tam bir durgunluk senaryosu çizilmekte, borçlar artarken milli geliriniz düşmektedir. çünkü her ne yaparsanız yapın harcamalarınızı belli bir orana kadar düşürebilirsiniz, personel maaşı, kamu hizmetleri vb unsurları devlet olarak yok sayamazsınız.

şu anda s&p'nin abd'nin notunu düşürmesinin sebebi de budur. yeterince büyüyemediğiniz, kamu açığının arttığını, almış oldukları önlemlerin yetersiz kaldığını tespit etmekte, büyüme olmayacağı için de ülkenin borcunu sindirmesinin güçleşeceğini iddia etmektedir. resesyon yani durgunluk bu vahim sonuçları doğuracak diye de eklemektedir. notu düşen bir ülkeye güven azaldığından devlet daha yüksek faizlerle borçlanmaya gitmek zorundadır çünkü insanların gelip paralarını vermesi için onlara cazip bir seçenek sunmaları gerekir. borçlanma faizlerinin artması demek borçların artması demektir. notun düşmesi demek, yatırım yaparken birazcık düşünün demektir. insanlar harcamaz, sadece güvenli liman altına koşmaya devam ederse ekonominin dişlileri dönmez demektir.

işte abd'den sonra fransa'nın da notunun düşürülme ihtimalinin gün yüzüne çıkmasının yarattığı panik dünkü gibi kaoslara yol açmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder