13 Ağustos 2011 Cumartesi

faiz

normal koşullarda faiz indirimine en çok sevinmesi gereken, hisse senedi piyasası olmalıdır. çünkü banka faizleri cazip olmazsa yatırımcılar mevduatlarını azaltır, ellerine geçen nakiti ise harcayarak (tüketimi artırıp, ekonomiyi canlandırma amacı/mb) yahut da getirisi çok daha fazla olan borsada değerlendirirler. bu da kağıtların fiyatlarını yukarıya çeken faktördür.
faizler yükselir ve cazip hale gelirse riskli piyasalardan nakit çekişi olur (bu da satış ve kağıtların düşmesi demek) ve bankalardaki mevduatlar artış gösterir. (mb, aşırı ısınmış ekonomiyi soğutmak için bu yolu seçer)
ve fakat bundan 2 ay önce bahsetmiştim. başbakan 0 reel faiz konusunda diretiyor, mb ise bu talebe uyacaktır diye. atılan adımlar sürpriz değil.
öyleyse faizlerin düşmesi neden olumlu bir adım olarak algılanmadı?
biliyorsunuz küresel anlamda yaşanacak bir durgunluktan korkuyor herkes. (resesyon başlıklı yazıyı okuyunuz) faizlerin indirilmesi talebin düştüğü bir ülkede ekonomiyi canlandırmanın yolu olarak görüldüğünden maalesef yatırımcılar panikledi ve mb'nin de muhtemel bir kriz öncesi önlem almaya çalıştığını düşündü. (ki çok çok yanlış da bir düşünce değil) bu nedenle riskli piyasalardan küresel olumsuzlukların etkisiyle de çıkış başladı. panik, paniği getirdi.

eğer dünyada bir resesyon riski varsa mb'nin attığı adımların faydasını göreceğiz. ancak sürpriz olur, küresel çapta olumlu haber bombardımanına uğrarsak ve de ekonomiler canlanırsa o zaman mb'nin başı enflasyonla ciddi derde girer ve derhal tersi önlemler almak zorunda kalır ki o panikle can sıkıcı kararlar alabilirler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder